Buruk çatlakların arasında…
İnsanlar nefes alabiliyorken benim içime oturan bu toklukta ne böyle? İnsan yaşama,nefese doyar mı hiç? Yoksa bıkkınlık mı bu ?...
İnsanlar nefes alabiliyorken benim içime oturan bu toklukta ne böyle? İnsan yaşama,nefese doyar mı hiç? Yoksa bıkkınlık mı bu ?...
Saçlarımdan dökülen yapraklardır sonbahar Bir gece güneşi gibidir umut Dorukları içimi yakar Eser, gürler ve geçer hayat Meğersem sende...
Güzel vedalar edelim derdim ama vedalara sığmaz duygular , içimde kalanlarda sonlar için oldukça fazla… Her şeye rağmen yine de gülümse...
Her şey nasıl böyle oldu inan bilmiyorum , ben alışıktım bazı şeylere yorulmazdım , bıkmazdım… Şimdi ise boşlukta bir şeylerle...
Nefes almakla yaşamak aynı mı dersin? Hayattaki herşeyi gerçekten biz mi seçeriz? Yoksa hayat mı bizi seçer? Yorgun adımlar mı, yavaş...
"Artık seslensemde duymazsın beni Hatırlamazsın Sen bana sağır, kör, zorsun artık Göremezsin, duyamazsın İstemediğin gün kaybettin sen...
Hatırlar mısın sesimi mazinin eskimiş dalgalarında? Saçlarına vuran rüzgarlar varlığım gibi okşar mı onları?.. İçimde ki bu sancı ulaşır...
Bu aralıkta yalnızım eğer beni sorarsan sokakların en ıssızıyım, nefes aldığım her dünyada bir parça yalnızım... Karanfiller kadar...
Özgün bir şarkının melodisinde saklı anlamlarda gezinir binlerce fotoğraf... Ruhum, beynimi sarmalar günün ışığında... Karanlığın...
Sana" unuttum, veda ettim "dedim fakat sessiz sedasız ve gerçek manada vedasız bir vedaydı bu, canımı en çok yakan yalanımdı... Gökyüzüne...
Akrostişler insanları saklarmış, sadece onlar mı? Bütün dünyalar, rüyalar ve anılar seni saklar içinde... Yazılarımda evindeymiş gibi...
Sessiz ve ıssızca yere düşen damlaların hatırlattığı bir anı... Işıklar dolu bir geçmişin griliğiyle zihnimde canlanan renkli anılar......
Her yerde belli başlı şeyler vardır benim zihnimde. İstanbul'da kediler gezer, her köşe başında rastlarsın. Ankara'da kuşlar uçuşur ve...
Eğer zaman bir mumdan damlayan seslerle sayılsaydı sırlarımız içinde saklı iplikler olurdu ve sen gizli aşkım, yanan ateşim ...Ne keder...
Tekrar başa dönüyor zaman ve nerede olduğumu şaşırıyor zihnim. Kalbim ise kendi krallığında hüküm süren bir hükümdardan başkası değil...
Ait olamamışlıktan farksızmış dünya Ben karanlıksam, aydınlıkmış insanlar Ben siyahsam, gökkuşağıymış dünya... Işıltılı binaların içinde...
Ne yazık bize! Ne yazık gidişini izleyen bana... Nefesimi kesen yalnızlığa, kaybedişimize yazık sevgili. Ne insanlar haklı şimdi ne...
Günümüzle, geçmiş arasında bir yerdeyim. Ne ileri gidebilirim ne geri. Ne tekrarlayabilir ne de yenileyebilirim. Öyle bir belirsizliğin...
Terk ederken bu şehri gözyaşlarımdan izler bırakıyorum sana... "umud etmek cezadır" der çoğu insan sanırım haklılar. Peşimden geleceğini...
Sen gittin ve bana kırıkların kaldı... Cam kırıklarının her biri etrafımdalar ve canımı yakıyorlar. Sorun değil, sadece geri dön......