top of page

Ölü bir şehrin sokaklarından...

Bir şehrin sokaklarında kaybolmak neymiş öğrendim bugün... Kulağıma gelen her seste biraz daha incindi kanatlarım, biraz daha hüzünlüydü gece ama ağlayamadı... İnan ki artık ben de bilmiyorum direnişlerimin sebebini. Bu eski, yeni karışık şehirde kimin ne önemi var ki? Normal bir şehrinkinden farksız bu şehrin denizi, kokusu ve hatta insanları bile... Kendi içlerinde ayrılmış bir toplumun ayak bastığı sokaklardayız, hepsi aynı hepsi farksız... Oysa şehir de sen olduğun da dünyanın en güzel yeriydi bu şehir... Şimdi ise küçük çocuklarında bile neşe yok. Etrafta ruhsuz, ölü insanlar var. Şehrin sokaklarında sinmiş bu ruhsuzluk, rüzgarları bile cansız, yaşamdan yoksun... "Her gece de bir ay vardır" derdim sana, bu gece de var ama kara bulutların arkasında... Belki sen gülümsesen, ortada bir şenlik olsa, ya da bir iki mısra okusa sokakta şiir satan o küçük kız tekrardan çıkar ortaya... Fakat artık ne sen varsın ne bir şenlik ne de o küçük kız'ın gece çıkmaya olan cesareti... Korku sarmış bu kenti dört bir yanı karmaşa içinde yorgunluk ama kimse bilmiyor ne hissettiğini hepsi biraz ruhsuz gözleri ışıktan yoksun... Duygulardan da korkar olmuşlar biraz, çiçekleri bile kağıtlara sarar kokusunu bastırır öyle tutar olmuşlar. Oysa ne güzeldir bir çiçeği dalın da, bahçesin de koklamak, umut, sevgi tatlı bir mayhoşluk verir hatta insana... Ne kadar zaman geçmiş içimden geçenleri dökmeyeli böyle? Ne kadar zaman geçti bunları anlatacak birini bulamayalı? Yazarlar, şairler çıkmaz oldular artık evlerinden, bu kasvet onları içten içe bitirdi sanırım. Benim sonum da aynı olur mu diye sormadan edemiyorum kendime... Bütün bunlara rağmen unuttuğum bir şey var. Sen... Sanırım bu yüzden hala sokaklardayım, senin gidişin daha da ruhsuzdu bu sokaklardan... Bundan kaçmak için kendimi sokaklara atıyorum belki de... Çünkü hiç bir sokak bir aşığın terk edilişinden daha acı olamaz... Belki de hala geleceğin umuduyla unutmamaya çalışıyorum sevdiğin şeyleri, bilemezsin, bilemem... Bu kaybolmuş sokaklarda ne aradığımı inan bilmiyorum artık. Sadece yürüyorum, dinliyorum ve yazıyorum. Ne yazık! Sen sevmezsin susmayı ve ben aşığımdır sessizliğe...

29 görüntüleme2 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Yanlış yerden anlayamadık, hayır belki de anlaşılamadık …

İnsan yarası olan yerden anlar insanı… Tanıdık hislerdir yakınlaştırdığı kadar yabancılaştıran… Asla tanıyamaz istediği kadar asla anlaşılamaz bildiği kadar… Derin uçurumlardan ay’a uzanır hayalleri f

"biz" adında bir mirasmış aşk...

Ay'ın geceyi fısıldadığı bir akşam kavuşalım. Yılların kumaşını pabuçlarımızla eskitelim. Bir nefise bin esip, özlemin içinden bir mısra aşk yazalım. Sen yıllardır sahip olduğun gözlere bakarken ben

Yazı: Blog2 Post
bottom of page