Değişimden korkmamak, kaçmamak lazımmış onu öğrendim. Elinin altındakine alışmalıymış insan. Yokluğa varlık katmalıymış. Bazen de özlemeliymiş maziyi. Ben yeni öğrendim bunları… Bir duygusuzluk bastı sonra üzerime. Güller kokusunu, papatyalar etkisini kaybetti… İnsanlar imgeleşmekten çıktı gözümde, yine de bir o kadar duygusuzlardı… hiç birinin gözlerine bakmak istemedim. Çünkü kaybetmişti o gözler ruhlarını… Günden güne kayıtsızlaştım onlara… Boş bakışları umursamamayı öğrendim. Kaybettikleri ruhları özlememeyi… Her manalı göze hayranlık besledim, ne yazık ki benim hayranlığım engel olamadı kaybolan ruhlarına… Şarkılara sığınmayı öğrendim, ardından günden güne onlarda kaybetti anlamlarını… Duygular sanki hiç var olmamışlar gibi silindiler dünyadan… Ve ben bu kaybolan ruhların çöplüğünde yaşamayı öğrendim zamanla…
top of page
Ara
Son Yazılar
Hepsini Görİnsan yarası olan yerden anlar insanı… Tanıdık hislerdir yakınlaştırdığı kadar yabancılaştıran… Asla tanıyamaz istediği kadar asla anlaşılamaz bildiği kadar… Derin uçurumlardan ay’a uzanır hayalleri f
30
Ay'ın geceyi fısıldadığı bir akşam kavuşalım. Yılların kumaşını pabuçlarımızla eskitelim. Bir nefise bin esip, özlemin içinden bir mısra aşk yazalım. Sen yıllardır sahip olduğun gözlere bakarken ben
190
Zihnimin ıssız sokaklarının karanlık sırları kuyrukları birbirine değmeden geziniyorlar. Dürüstçe itiraf etsem de bilinemeyecek düşünceler beynimden geçerken zihnimin katlanılabilir taraflarını par
150
Yazı: Blog2 Post
bottom of page