Yaşamayı öğrendim...
Değişimden korkmamak, kaçmamak lazımmış onu öğrendim. Elinin altındakine alışmalıymış insan. Yokluğa varlık katmalıymış. Bazen de özlemeliymiş maziyi. Ben yeni öğrendim bunları… Bir duygusuzluk bastı sonra üzerime. Güller kokusunu, papatyalar etkisini kaybetti… İnsanlar imgeleşmekten çıktı gözümde, yine de bir o kadar duygusuzlardı… hiç birinin gözlerine bakmak istemedim. Çünkü kaybetmişti o gözler ruhlarını… Günden güne kayıtsızlaştım onlara… Boş bakışları umursamamayı öğrendim. Kaybettikleri ruhları özlememeyi… Her manalı göze hayranlık besledim, ne yazık ki benim hayranlığım engel olamadı kaybolan ruhlarına… Şarkılara sığınmayı öğrendim, ardından günden güne onlarda kaybetti anlamlarını… Duygular sanki hiç var olmamışlar gibi silindiler dünyadan… Ve ben bu kaybolan ruhların çöplüğünde yaşamayı öğrendim zamanla…