top of page

Her adımda gençleşmek..?

Kanayan küçük parmağından öğrenmeye başlamalı insan. En çokta kendine yeterek iyileşmeyi...

Ne tuhaf değil mi? Hepimiz yaşıyoruz, yoruluyoruz, tükeniyoruz... Hatta çoğu zaman etrafımızın bile farkında değilken, bu karmaşada kendimizi unutuyoruz. Yine de herşeyden kendimizi suçlamaktan hiç bir zaman vazgeçemiyoruz. Peki öyle mi gerçekten?

Bu kadar unutulmuşken nasıl bütün suçlar bizim oluyor ?

Çoğu zaman bizim bile olmayan yorgunlukları altına giriyoruz aslında... Sevdiğimiz, sevildiğimizi düşündüğümüz insanların yükünü üzerimize alıyoruz. Şimdi diyeceksiniz ki, zaten her türlü almak zorunda kalacağız? Evet aslında öyle, ama yorucu kısmını değil. Işin özünde biri size yorucu geliyorsa ya artık onu sevmiyorsunuzdur ya da onun size verdiği sevgi tükenmiş demektir. Bazı insanlar ve durumlar insanı yaşından 10 yıl ileriye götürür ve bunu yaptığını fark ettirmez, asıl meselede burada başlıyor. Günün sonunda neden sürekli üzgün ve suçlu olduğumuzun cevabıda burada saklı işte. Bunları fark ettiğimizde gizleniyor, hiç bir şey olmamış gibi davranıyoruz. Oysaki sormamız ve cevabını almamız gereken sorular var. Hayatımızda ki negatifliği kimin veya neyin oluşturduğu gibi. Bütün bunların sonunda yalnız kalmak dahi olsa daha iyi hissedeceğimizi bilerek adım attığımızda varacağımız yer ise kendi kendimize yettiğimiz, enerji dolu, huzurlu bir ortam. O zaman neden hayatımızı güzelleştirip, gençleşmeye başlamıyoruz ki? Sana tavsiyem olsun bir gün boyunca sana iyi gelen şeyleri yap, iyi gelen kişilerle konuş ve gün içinde kendini olumla ne kadar iyi hissettiğini kendinde fark edeceksin. Bunu fark ettiğin zaman ise tek yapman gereken kendin için adım atmak. Her yeni günde yeni sorular ve cevaplar edinerek devam edeceğin bu yolda her adımını güvenle ve net bir şekilde at, arkana bakma zamanla buna ihtiyaç bile duymayacaksın. Unutma ki bu dünya ne kadar kötü bir yer olsada her insan iyi olmayı hak eder, sen de hak ediyorsun ve eminim başarabilirsin de.

22 görüntüleme4 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

İçime oturanların akıntısına kapılıyor ruhum .Bir gece yarısı kapım çalıyor, rüzgar esiyor binbir masal olmasa da binbir anı geliyor aklıma ne ben büyüyorum ne de çocukluğum , ne güvenim eksiliyor ne

Satırlar yaranı sarmak yerine acıtmaya başlayınca anlıyorsun içinde sakladığının kalbinle atmaya başladığını , başlarda bu insana biraz yabancı biraz da tanıdık bir his gibi  geliyor  çoğu zaman  kaçm

İnsan ne kadar emin olurdu yaşadıklarından? Kaç defa yıkılır, kaç defa doğardı? Hak ettiklerimiz miydi hep bize verilen yoksa değer görüldüklerimiz mi? Tüm bu karmaşa ait olduğum yer gibi fakat derini

Yazı: Blog2 Post
bottom of page