top of page

Geçmişteki bize...

Ne yazık bize! Ne yazık gidişini izleyen bana... Nefesimi kesen yalnızlığa, kaybedişimize yazık sevgili. Ne insanlar haklı şimdi ne sebepler bu savaşta kazanan olamaz, sadece biz varız sevgili, kaybederiz. Bedenlerimizden önce yaş alır ruhlarımız ve zamanla solup gideriz...

Bütün bunların yükü arasında geçer bir avuç hayatımız. Sonunda öyle bir hale geliriz ki tıpkı şimdi ki gibi;

Kırgınlıklarım dilime dolanır bir zincir gibi hapseder hepsini içime... Zihnim ve kalbimin anlaşmazlığında çürür bedenim...

Ben yoruluyorum ama bu his bitmiyor. Adım attığım her anda benimle gelen bilinmezlikler oluşuyor çevremde, şu koskoca dünyada yalnız bırakıyor beni sevgisizlik... Ait olduğum yerden koparılmış bir çiçek gibi hissediyor ruhum, burda bizim büyümüz, nefesimiz, sesimiz yok, yabancı gri gölgelerle dolu bu dünya ve günün sonunda kızıllığa hasret kalmış mazilerim dolaşıyor rüyalarımda...

Zamanla bir kütüphanede hapis kalmak istiyor ruhum, masallara sığınıp mutlu olmak istiyor... Yazamadığımız hikayemizi emanet etmek istiyor yazarlara, öncesinde sayfalar imzalatmak istiyor mutluluğa...

Çaresizlik aşksa eğer defalarca kaybediyor sana kalbim. Zihnimin derinindeki piano doğaçlama şarkılar yazıyor gözlerine... Söylesene bana sevgili? Bir başkası sevebilir mi seni böyle? Kaybedişimize değer mi hayatın?..

Eğer bir gün olurda bir sokak başında görürsen beni sızlamaz mı kalbin? Aklına gelmez mi renkler? Bir gün beni kaybedersen tozlanmaz mı kalbin?Dünya'daki en zor savaşı kaybetmez mi gözlerin? Boyamaz mı şehri yağmurlara? Eğer bir gün uğrarsan denizime dinler mi seni şimdi ki gibi? Kaybedişimize değer mi bu pis dünyanın gri hayatları?..

Hangi kitapta var böyle bir aşk? Neden bizi mutsuz sonlara mahkum etmeye istekli bedenin? Kim sevinir renklerin yokluğuna? Söyle sevgili yoksa hiç mi sevmedin beni? Göz göze geldiğimizde yanan içim gibi yanmadı mı senin bedenin?

Ne yazık sevgili! Ne yazık bizi kaybeden sayfalara... Mektuplar bile ağlar bu gece... Geçmiş beyaz ve kızıl bir anı olarak kalır gidişin... Kaybederiz sevgili, her bir adımında eskir koskoca bir şehir... Papatyalar döker bütün yapraklarını, efsaneler diz çöker kahrolmuş aşkımın önünde, gözyaşlarım akar denizlere dalgarıyla eser saçlarının şefkatli rüzgarları...

7 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Kayboluşunla benzemek...

Hayatımı çalan piyanonun tuşlarının avuçlarıma yıkılması gibiydi herşey hızlı ve sesli... Sessizliğinde kayboldum, sesten kaçarken......

Comments


Yazı: Blog2 Post
bottom of page