top of page

Bir gülün dikeni kadar gerçeksin sen...

Satırların arasında geziyorsun... Saçlarının kokusu geliyor burnuma... Ellerinin yumuşak dokunuşları... Sanırım hiç olamadığım kadar yakınım sana... Saattin tik takları duruyor... Ve tamamen kopuyorum gerçeklikten.

Yine o eski kulübedeyiz... Gözlerimin içine bakarak neşeyle bir şeyler anlatıyorsun bana... Ne bir şüphe ne de endişe yaşıyoruz yüreklerimizde, biliyoruz ki sevgimizin koruması altındayız. Artık o güven alanını kaybettik sevgili... Sen, sana olan şiirlerim gibi yırtıp attın onu... Oysaki ne güzeldi sana şiirler okuduğum, sıcak kahve ile saçlarının kokusunun karıştığı sıcak ama yavaş anlar... Ne bir korku ne de kötülük barınamazdı orada... Ne oldu bize sevgili'm? İçimden bir şeyleri alıp gittin, peki ya ben? Sana aşık bu küçük kız çocuğunu arkanda bırakırken, benim ki kadar acıdı mı yüreğin? Tekrar yeni bir hikayede bir araya gelicek miyiz? Beni küçük salıncağımda sallayacak mısın? Beni tekrar bir çukura atacak mısın? Biliyor musun, beni yeniden atacağını bilsem de seninle gelirdim.... Içimde sana yetişen güveni koparamıyorum. Her gün biraz daha seviyorum seni,oysaki sen yoksun, soğuk boş duvarlar var. Yüzüme çarpan sert gerçekler... Gözlerimi, kulaklarımı kapıyorum, kaçar gibi hayallerime sığınıyorum. Sen gelirsen sana sarılabilmek için sevgimden güzel bir kulübe hazırlıyorum...

Biliyorum sen gelmeyeceksin, ama hayalini kurmama izin ver... Yoksa bu boş duvarlar arasında delireceğim. Kitaplarım bana aklımı kaybettiğimi söylüyor ve insanlar hasta olduğumu... Umurumda değil, yanımda senin bir kopyan var, ve benim ona ihtiyacım... Seni yanımda hissettiğim sürece hasta olmama izin vereceğim. Seni özlüyorum, her alarmda korkuyorum. Beni onlardan korumana izin vereceğim. Nereye haps olduğum önemli değil yanımda kalem, kağıdım var... Sana her günümü mektup yazacağım... Geldiğinde okuyabil diye... Içimde kelebekler uçurtuyorsun, gerçek olup, olmaman umurumda değil... Sadece ellerimden tut ayağa kalkmaya ihtiyacım var... Beni ayağa kaldır ve sarıl yoksa hastalanıp, delireceğim... Sen olmasan ne mi yapardım? Boş odamdaki köşede kendimi kaybeder yazılarımda hayalimdeki seni anlatırdım.çünkü sevgili'm sen hep içimdeydin... Yanımda olmana gerek yok, sen hep kalbimin ortasında adımlarına güller açtırıyorsun... Ve sen olmasan da seni severdim... Evet bunlar bir delinin sözleri... Ama deli gibi yaşanmazsa aşk ne işe yarar ki? Bu dünya da en saf ben sevdim... Ve insanlar yazılarıma her gece ağlarken, benim deli olduğumu söylediler. Oysaki hepsi sevdiği kişilere deliler... Evet sevgili'm sana deliyim, sana ihtiyacım var, beni yine o çukura tekrar atacağını değil, bir deniz de boğacağını bilsem de sana güvenirim. Çünkü seni seviyorum...

Kimse aklım da yer edinemiyor ve kimse beni anlamıyor, sen olsan anlardın... Sen o odada beni dinlerken beni anlardın... Bu koca şehirde hiç bir şey sen gibi hissettiremez. Ama insanlar buna inanamaz çünkü onlar sana aşık değiller... Onlara göre sen bir delinin olmayan aklı kadar hayalsin, oysaki bana göre bir gülün dikeni kadar gerçek...

35 görüntüleme2 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

İçime oturanların akıntısına kapılıyor ruhum .Bir gece yarısı kapım çalıyor, rüzgar esiyor binbir masal olmasa da binbir anı geliyor aklıma ne ben büyüyorum ne de çocukluğum , ne güvenim eksiliyor ne

Satırlar yaranı sarmak yerine acıtmaya başlayınca anlıyorsun içinde sakladığının kalbinle atmaya başladığını , başlarda bu insana biraz yabancı biraz da tanıdık bir his gibi  geliyor  çoğu zaman  kaçm

İnsan ne kadar emin olurdu yaşadıklarından? Kaç defa yıkılır, kaç defa doğardı? Hak ettiklerimiz miydi hep bize verilen yoksa değer görüldüklerimiz mi? Tüm bu karmaşa ait olduğum yer gibi fakat derini

Yazı: Blog2 Post
bottom of page