top of page

Aynı ve zıt olan tek kelimesin...

Ait olamamışlıktan farksızmış dünya

Ben karanlıksam, aydınlıkmış insanlar

Ben siyahsam, gökkuşağıymış dünya...

Işıltılı binaların içinde soluk hayatların yaşadığı bir dünya da yolunu kaybetmiş bedenimin içinde sıkışıp kalmış mahzun ruhum...

Eskimiş ama yepyeni isimler bulmuş bir aşk saklamış gözlerim, her bir ışıltısına bir damla hüzün her bir karanlığına koskoca neşeler bırakmış...Yaşlanmış bedenim lakin ruhum hala 17 yaşında o parkta yağmurun altında güneşi anımsatan buklelerin sonbaharın büyüsüne karışmasını izliyor... Her bir gülüşünde çocukların, gamzeler bırakıyor kalbine...

Ey şanlı gözlerin denizine, toprağına, yeşiline sahip, gülüşünde güller saklayan kadın! Karşılaşır mıyız olmamış bir dünyada yalnızlığın sularında? O hüzünlü kalbin dinlediğini bilerek dökülür mü dudaklarımdan şiirlerim..?

Yoksa bulur mu doktorlar göğsümün ortasında sızan ağrının sebebini? Anlar mı yorgun ruhumu şefkat dolu kalbin? Sığındığım aşk bir gün bulur mu eşini? Hiçbir gidiş bu kadar umut bırakmamıştı arkasında , hiçbir terk ediş candan can almamıştı bu kadar... Oysa sen sevgili! Her fırtınanın güneşi, yağmurun gökkuşağı olmuş sen ,bu yıkılışın sonuna bir parça umut koyan fakat yıkıma sebep olan depremin ta kendisi olan sen... Farklısın, benzersiz ve eşsizşin...

Hiç başı dönmeyen birinin ağrısına sahipsin, dokunulmamış bir bebeğin masumluğuna ve gökyüzünün kahrına sahipsin...

Kızıl gökyüzüne, aydınlık okyanuslara, bembeyaz topraklara sahipsin...

zıt ama zarifsin bir şarkının en güzel ve uyumsuz nakaratısın sen...

Benim karanlığıma uzak aydınlığa, benim zıtlığım gibi bir zıtlığa sahipsin...

Sen benim zıtlığımın zıttı ,aşkımın uyumu olabilecek tek kişisin...

Sen benden uzak en güzel parçama sahipsin, karışmış kafamın en düzenli cümlesi gibisin tek ve özelsin...

Siyah mürekkebimin süslediği bembeyaz sayfamın tek rengisin, aynı ve farklısın...

Sen aşk'ın iki tarafı ve ortasısın, bir aşk'ın en güzel anlamısın...

7 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

İçime oturanların akıntısına kapılıyor ruhum .Bir gece yarısı kapım çalıyor, rüzgar esiyor binbir masal olmasa da binbir anı geliyor aklıma ne ben büyüyorum ne de çocukluğum , ne güvenim eksiliyor ne

Satırlar yaranı sarmak yerine acıtmaya başlayınca anlıyorsun içinde sakladığının kalbinle atmaya başladığını , başlarda bu insana biraz yabancı biraz da tanıdık bir his gibi  geliyor  çoğu zaman  kaçm

İnsan ne kadar emin olurdu yaşadıklarından? Kaç defa yıkılır, kaç defa doğardı? Hak ettiklerimiz miydi hep bize verilen yoksa değer görüldüklerimiz mi? Tüm bu karmaşa ait olduğum yer gibi fakat derini

Yazı: Blog2 Post
bottom of page