top of page

Ay'ın iki yüzü...

Artık sana bakarken bana çektirdiğin acılar kaplıyor yüzünü ve nefretle bakıyor gözlerim... Ne yazık sevgili sana bakarken aşktan gözlerim yanardı şimdi ise karanlık, yalnız bir siluetten ibaretsin...

Eskiden duygularla kaplı salonda bana bıraktığın hislerle dans ediyorum. Ve gözlerim biraz daha karanlığa batıyor. üzgünüm sevgili bir geri dönüş yok. Sen sözlerinle yok ettin bütün aydınlığı, şimdi ise küçük bir kuyunun içinde dönüp duruyoruz.her şey başa sarıyor ama "biz" yokuz...

Eğer yanımda olsaydın başımı göklere doğrultup defalarca teşekkür ederdim . Ama sevgili artık bu mümkün değil... Keşke her şey başa dönerken bizde zamanı geri sarabilseydik. Çünkü artık senden geriye yıkıntılar var ve ben yorgunum...

Özür dilemeyi isterdim lakin duygularım değişti, artık iyi gelmektense eski anıların izini acıtıyorsun. Kalbimde ki yangının dumanları burnuma geldiğinde nefesimi kesiyorsun ve ben ölüyorum.beni öldürüyorsun...

Yine de sana muhtaçım. Karşında küçük bir kız çocuğundan farksızım, sana karşı kızgınım ama küsemiyorum. Bu çok zor sevgili beni öldürüyorsun ama yaşama sebebim sensin ve ben senden kopamıyorum...

Bir çiçeğin asla vazgeçemeyeceği su gibisin aşırıya kaçınca öldürüyorsun ve ben sana aşığım...

İşte bu sevgili ,bu senin asla kavuşamayacağın acı... Benim seni içinde bırakmaya kıyamayacağım lakin senin beni ortasında terk ettiğin çukur... İçimi yakıp kül eden ve çiçekler açıp solduran acı... Hem dünyanın tüm güzellikleri hem de bütün kötülükleri bu duyguda saklı ve ben bunu taşıyamıyorum...

Ay'ın iki yüzünü saklardı bulutlar ve artık hepsini biliyorum... Ne acısı ne de güzelliği iyi... Sadece mahvediyor sevgili,mahvediyor...


9 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

İçime oturanların akıntısına kapılıyor ruhum .Bir gece yarısı kapım çalıyor, rüzgar esiyor binbir masal olmasa da binbir anı geliyor aklıma ne ben büyüyorum ne de çocukluğum , ne güvenim eksiliyor ne

Satırlar yaranı sarmak yerine acıtmaya başlayınca anlıyorsun içinde sakladığının kalbinle atmaya başladığını , başlarda bu insana biraz yabancı biraz da tanıdık bir his gibi  geliyor  çoğu zaman  kaçm

İnsan ne kadar emin olurdu yaşadıklarından? Kaç defa yıkılır, kaç defa doğardı? Hak ettiklerimiz miydi hep bize verilen yoksa değer görüldüklerimiz mi? Tüm bu karmaşa ait olduğum yer gibi fakat derini

Yazı: Blog2 Post
bottom of page